27 Kasım 2009 Cuma

Bayram Yolculuğu


Bu gece tam 2'de otobüse atlayıp anneannemlere Bilecik'e gidiyoruz. Mesafe 7,5 saat kadar.


El öpmek için oldukça uzun bir mesafe anlayacağınız. Salı gibi de dönmeyi düşünüyorum ama bakalım daha erken de olabilir. Gelince ne olmuş ne bitmiş paylaşırım sizlerle. Kendinize cici bakın. Herkesin bayramını kutluyorum.

26 Kasım 2009 Perşembe

Kurbanlardan Son Bayram Mesajı



Seviyoruz Tüketmeyi!


Dün reklamcılık dersinde tüketici topluma ve bireylere eleştiri niteliğinde olan "Fight Club" filmini izledik. Flim Coco Cola, İkea gibi birçok markayı tiye almakla da kalmıyor, epey bir aşağılıyor. Gerçekten eğlenceli bir o kadar da enterasan bir filmdi.

En akılda kalan karelerden biri ise liposuction merkezinden çöpe atılan atık yağların gene zenginlere sabun yapılıp oldukça pahalı fiyatlara satılmasıydı. Herhalde bir süre sabun ve türevlerini gönül rahatlığıyla kullanamıyacağım. Bir de bu flimden sonra gittik Burger King'e gittik yemek yedik. Sonrada filmin bizim üzerimizde tesiri hiç olmamış onu anladık. Tüketmeyi seviyoruz, herşeye rağmen.


25 Kasım 2009 Çarşamba

Haydi Kızlar Pijama Partisine


Dün gene nadir olarak yaptığımız ve tadına doyum olmayan pijama partimiz vardı.

Kadro baştan belli ben, Çağla, Begüm ve melek ve anlayışlı evsahibemiz Arzu. Önce markete ordan da manava giderek alışverişimizi yaptık.

Yemek olarak önce ne yapacağı belirlendi ve haftasonundan beri Begümün sayıkladığı kısır yapmakla karar kırdık. Yanına da patates salatası artı kola ve meyve suyu. Gerçi patatesi sonra haşlanmış olarak hiç marulsuz falan yedik dayanamadık o da ayrı.


Sonra da film izledik vw akşam 10'da gene bir yemek faslı yaptık. Bu kez menüde spagetti bolonez vardı. (klasik öğrenci öğünü) Ardından cipsler ve kolalarla geceyi sonlandırdık. Ama her zamanki gibi çok eğlendik, bol güldük, bolca dedikodu yaptık.

 "Ice age-2" filmi Arzu'nun ciddi ısrarlarıyla izlenmeye kalkıldı ama sonunda sızıldı ve izlenemedi. Bu buluşma bize ilaç gibi geldi. bu arada önceki yazımda "Tufan" diye bahsettiğim arkadaşımın da durumu gittikçe daha da iyiye gidiyormuş onuda duyunca keyfim daha bir yerine geldi. Dualarımız kabul oldu, şükürler olsun. Son olarak arkadaşlarımı gerçekten seviyorum çünkü onlar benim her daim yanımdalar ve iyi ki varlar.

23 Kasım 2009 Pazartesi

Kasım Başkadır



Bu sene kasım ayı gerçekten benim için gerçekten iz bırakıcı geçti. Bir geldi  pir geldi de denebilir.
* "Kasımda Aşk Başka"ydı hadi, kim demişti ki bu koca yalanı. Peh peh peh! Koca bir zırvalama! En azından benim için öyle. Ekim olabilirdi , Eylülde de olabilirdi ama Kasım ayı için koskocaman bir fiyaskoydu bu söz.
*Onun dışında bir nebze kendime gelmek ve vizelerinde verdiği zorunlulukla oturup ineklemekti Kasım'ı başka yapan. Oturup sayfalarca ingilizce birşeyler ezberlemekti. Maksat sınav kurtulsun.
*"Kasımda Dostluk Başka"ydı ama kötü zamanlarımda çünkü onlar hep yanımdaydı. Ben de onların yanında olamaya çalıştım elbette. 
* Her şeye rağmen hayata gülümseyebilmekti. Herşeye ve herkese rağmen..

Umarım bundan sonraki aylar, yıllar ve Kasım'lar çok daha iyi olur. İşte o zaman "Kasım da aşk da gerçekten de başkaymış" diyebilirim belki de, kim bilir.

dipnot: "Sweet November"ı hangi aklı evvel "Kasımda Aşk Başka"dır diye çevirdi merak ettim tam şuan :D




20 Kasım 2009 Cuma

İpin Ucunda Bir Hayat

Her zamanki gibi bu blogta isterdim şirinlikler yapayım, ahkam keseyim , akıl vereyim ve en önemlisi de güzel haberler vereyim sizlere ama malesef bugün çok tatsız bir haber aldım. Haliyle epey bir canım sıkıldı. Vizelerin bitmesiyle bende oluşan rahatlamasıyla eve döndüm bugün.

İki saat kadar sonra Hande adlı arkaşım mesaj atmış, "arayabilir misin, çok kötü birşey oldu!" diye. Bende bunu KPSS'ye girmişti, ona bağladım kendimce ve aradım merak içerisinde.

Telefonun ucunda hıçkırıklar içersinde " Tufan kaza geçirmiş, hastanedeymiş" dedi. Başta idrak edemedim sonradan anladım ki bu Tufan bizim ortak arkadaşımız olan Tufan'dı. Motorla kaza yapmış ve komadaymış. Yani durumu kritikmiş ve bahsettiği çocuk o kadar güçlü yaşına göre çok oturaklı biriydi.

İçimden gelen ses "o çok güçlü çocuk eminim Azrail'e meydan okuyacak" diyor. Aklıma en son gördüğüm zaman geliyor. Daha geçen bayram hep beraber bir yerlere gitmiş, gülmüş, eğlenmiştik. Şimdi ise hastanede ölümle pençeleşiyor. Bu inanılır gibi değil! Dualarım onunla ve şuan ona tek gerekli olan şeyde bu. Umarım hatta eminim iyi olacak ve eskisinden de daha da sağlam çıkıcak karşıma bir daha ki sefere. Hande haber alırsa bana da haber vericek. Umarım herşey iyi olur, iyi olacak, iyi olmalı..

14 Kasım 2009 Cumartesi

5 Maddeyle Erkekleri Yıldırma Taktikleri

Gelelim biz bayanların erkekleri yıldırma taktiklerine:

Madde 1- zırt pırt aramaca : Biz kadınlar bazen karşı tarafı ilgiden boğar, hatta bazen cılkını çıkartırız olayın. Bunların ilk nedeni muhtemelen karşı tarafa olan güvenimizle alakalı. Hele ki bir kadının ilişkinin en başından beri karşı tarafın attığı adımdan haberdar olmaksa derdi, arkasını döner dönmez başka bir kızdan hoşlanır mı kaba tabirle acaba başka kıza yazar mı düşüncesinden kaynaklanır.

Hatta bazıları olayı abartıp erkeğin Facebook, Msn şifrelerini alıp, Msndeki tüm dişileri siler veyahut diğer dişi kişiliklere "sen kimsin de benim erkek msn adresinden ekliyorsun" diye paçozluk bile yaparlar.

İkinci nedeni ise üzülerek söylüyorum ki sizi aldatmasından kaynaklanabilir. Kendi yaptığı için sizinde hemen onun arkasından iş çevireceğinizi düşünür ve tedbirini baştan alır.

Üçüncü bir nedense ise kadın ayrılmak istiyordur ve ilişkide her şey mükemmeldir. Kadın ben ne yapıp edip başımdan savarım diye düşüncesi gütmektedir. Böylece erkeği bunaltarak onun tarafından ayrılma isteğinin gelmesi bekler.

Madde 2 - Exaşklarla kıyaslamaca: Eğer kadın sevgilisinin yanında durmadan eski erkek arkadaşını adını zikrediyor ve hatta olayın mokunu çıkartıp sizi onunla kıyaslıyorsa; anlayın ki bir türlü yapamıyor ve eski sevgilisinde takılıp kalmıştır. Kendinizi avuntu aracı olarak görmeyi gönlünüz razıysanız ne ala! Ama olmaz öyle şey diyorsanız bu kıyasa bir dur demelisiniz artık!


Madde 3 - İki laftan birini evliliğe getirmece : Bazı kadınlar ilişki de belli bir süre geçtikten sonra erkeğini iyice sahiplenirler. Hemen evlerinin kadını, çocuklarının anası moduna girerler. Eğer erkek evlilik, söz ve nişan gibi münasebetler düşünmüyorsa bunu karşı tarafa belirtmelidir. Aksi taktirde kadının çeyizini, bohçasını toplayıp erkeğin evine kaçması an meselesidir.


Madde 4- erkeği kaile almamaca : bazı bayanlarda erkeği hayatından birden çıkmak yerine, alıştıra alıştıra yaparlar bunu. Önce internette konuşmamaya başlarlar sonra da cep telefonunda sürdürürler bunu. Ve son olarak buluşmak istediğimize "işim var", "evden çıkamam bugün", "ama bugün bizim kızlarla buluşacağım

olmaz" gibi bahaneleri ard arda dizerler. Netice olarak eskisi değer vermediklerini karşıya açıkça belirtirler.

Madde 5- bayan kaprisistan : Aylar önce size gıpta eden kadın, artık her şeye naz ve kapris yapıyorsa... Hatta öyle ki artık sizi bile beğenmiyor, durmadan "filmlerdeki erkeklerin ne kadar yakışıklı" olduğunu ve ya birinden bahsederken onun "çok yakışıklı" gibi imalarda bulunuyorsa... İşin özeti; herşeyinize bi kulp takıyorsa... (türk kası göbeğinize, kilonuza, saç yoksunu kafanıza vs.) Anlaşılmalıdır ki artık aşk değil yalnızca bir alışkanlık haline gelmişsinizdir onun için.

11 Kasım 2009 Çarşamba

Ve Vizeler Yaklaşır


Off blog off! Haftaya vizeler var. Buhranlar basıyor ve oturup çalışmak gelmiyor içimden. Ama biliyorum artık çalışmaya başlamam gerek. Oturuyorum ders başına uykum geliyor. Göz kapaklarım kapanmakta ısrarcılar.

Bunlar yetmezmiş gibi sabah sabah Politika dersine giren hocamız birden bire arkamızda belirip "günaydın" bile demeden "haftaya vizeleriniz var" diyerek olayın beynime dank etmesine neden oluyor. "Hocam yapmayın daha bir hafta var" diyesim geliyor ama bir şey diyemeden susuyorum.

Ama yanlız değilim. Eminim benim gibi öğrenciler arkadaşımlarım da aynı dertten muzdaripler. Hepimizi allah kurtarsın tek temennim bu. Hepimize çalışma şevki gelsin. Fazla değil bu şevk 1-2 hafta kalsın gitsin sonra.

Herşey aleyhime! Hava da yağmurlu. Bu havada da şimdi ne güzel uyunur. Ne diyorum ama ben ya uyumak yok! Ders çalışmak lazım ders!

8 Kasım 2009 Pazar

Hoşçakal



gene hüsran ve gene bitti,
beklediğim gibi uzun sürmedi
oysa ben daha fazla ömür biçmiştim bu sefer.
gene de sağolsun yaşanan güzel şeyler için, yaşattıkları için.
demek böyle gerekiyordu böyle oldu,
erken oldu ve o derece de hasar bıraktı bende
söyleyecek başka söz de yok,
konuşup yaşananları kirletmenin de bir anlamı yok artık
hoşçakal.


7 Kasım 2009 Cumartesi

Aylin Aslım - Sen Mi


bu köyden çıkış yok mu
senden kurtuluş yok mu
senden ve senin türünden
başka bir hayat yok mu
huzur istedik çok mu
senden ve senin türünden
gel köşeleri tutmadan gel
pisliğe batmadan, çamura yatmadan gel
gel bileğinin hakkıyla gel
kimsenin altına yatmadan, üstüne basmadan gel

meydan senin madem sensin lider
iki elim mızrak iki göğsüm siper
yüzleşmeye çağırsam da gelmezsin
sırtımdan vurulursam o kurşun sensin
bu köyden çıkış yok mu
senden kurtuluş yok mu
senden ve senin türünden
gel köşeleri tutmadan gel
pisliğe batmadan, çamura yatmadan gel
gel bileğinin hakkıyla gel
kimsenin altına yatmadan, üstüne basmadan gel

meydan senin madem sensin lider
iki elim mızrak iki göğsüm siper
yüzleşmeye çağırsam da gelmezsin
sırtımdan vurulursam o kurşun sensin
meydan senin madem sensin lider
iki elim mızrak iki göğsüm siper
yüzleşmeye çağırsam da gelmezsin
sırtımdan vurulursam o namert sensin..

5 Kasım 2009 Perşembe

Şipşakçı Geldi Hanııımm!


Fotoğraf dersimiz münasebetiyle yeni fotoğraf makineme kavuşmuş bulunmaktayım.

Eskisine noldu diye merak edenler bunun cevabını geçmiş bloglarımda bulabilirler. Ama bu seferkine pek içim ısındı. Pek sevdim. (marka: Canon Powershot SX120)

Yarı profosyonel bir makine ama benim gibi bu işe yeni merak saranlar için gayet üstün özellikli bir makina diyebilirim. Daha dün akşam aldığım için henüz kılavuzu yalayıp yutamadım ama tez zamanda iyice öğrenicem makinenin özelliklerini.

İyice işi kapınca bir blog da çektiğim fotoğraflarım için açabilirim. Hem böylece o blogumda da benim gibi fotoğrafa yeni yeni merak saranlar, kendi çapında birşeyler çekenlerle (amatörlerle yani) ve profosyonellerde bilgi ve fikir paylaşımı yapabiliriz karşılıklı olarak.




3 Kasım 2009 Salı

Sıcak Çikolatam Isıt Beni

Havalar üç gündür çok soğuk, hava buz buuzzzz İzmir'de. Geçen hafta şortlarla geziyordu herkes. Şimdi ise palto, kaban ne varsa herkes giymiş, şalları sarınmışlar öyle çıkıyorlar dışarı.

Ama özlemişim de kışı ve getirdiklerini bir yandan da. Kışın en güzel yanlarından biri de sıcacık birşeyler içmek.  Sahlep olsun, nescafe olsun. Sıcak çikolata olursa tabii çok daha iyi olur.

Donmuş beden içten içe ısınır ve daha bir tatlı gelir içtiği insana. Bu mevsim vazgeçilmezim; elimde çikolatam, yanımda Ufocanım (ısıtıcım)!

Ohh değmeyin keyfime, gel keyfim gel vallahi.