24 Temmuz 2011 Pazar

Aslan Parçalarım İyi ki Doğdunuz :)


Tam bugün canım dostum Hande'min doğum günü, 2 saat sonra ise diğer canım olan erkek arkadaşımın doğum günü.

Biri 19 senedir herşeyimi paylaştığım biricik dostum, diğeri ise her geçen gün daha da tanıdıkça kendimi biraz daha şanslı hissetmemi sağlayan tek insan biricik sevgilim. (aynı zamanda beni gerçekten anlayan arkadaşım da aynı zamanda)

İYİ Kİ VARLAR, BİRİCİK ASLANLARIM BENİM :)



18 Temmuz 2011 Pazartesi

Larry Crowne

Sinemaya gidelim, değişiklik olsun dedik. Larry Crowne'u seçtik. Başrollerde Tom Hanks ve Julia Roberts olunca çok iyi bir seçimde bulunduğumuzu önceden hissetmiştik. Nasıl geçtiğini anlamadığım filmlerden biriydi ve oldukça eğlenceliydi de. Harry Potter dışında farklı bir filme gitmek isteyenler mutlaka bu filmi görmeliler.

14 Temmuz 2011 Perşembe

Nazarlara Geldik


1 haftadır üzerimizde büyük nazarla var departman olarak..

Ben gelmeden önce çalışanlardan birinin ayağı burkulmuş izne ayrılmış.

Bu hafta gazetenin servisiyle görüşmeden dönerken araba kaza yaptı ve 2 kişi yaralandı. Biri hafif sıyrıklarla atlatırken, diğerinin kolu ameliyata alınacak kadar kötüydü.

Bugün ise gene 1 kişi midesinden rahatsızlandı.

Sabahın köründe gene sapık psikopatın teki bana tebelleş oldu. Zar zor kurtuldum kendilerinden. (bu fiil şuan aklıma nerden geldi inan hiç bilmiyorum.)

Şuan departmanda sağlam 3 kişiyiz. Duvarda asılı Posta gazetesi posteri yerine büyük nazar duası mı assak acaba gibi dahiyane fikirlerimiz var ..







10 Temmuz 2011 Pazar

İşte O


Beş ayda insana mutluluğun en güzelini tattırabiliyormuş. Her geçen gün daha da iyi tanıdıkça 'iyi ki' lafını sarfettirebiliyormuş. Onun sayesinde gözlerini ertesi güne daha mutlu ve daha heyecanlı açabiliyormuş insan. Ona dair yazılan şiirlere, romanlara, şarkılara sarfettiği 'bu kadar da abartılmaz' lafının pişmanlığını yaşayabiliyormuş insan. Tüm umudunu yitirmişken, yepyeni bir umudu yine o yeşertebiliyormuş yüreğinde. Ve önemlisi iyi ki varsın dedirtebiliyormuş. Tüm bunları yapan ya da yapabilen kim miymiş?

İşte o aşkmış... (yaşattıkları ve yaşatanıyla :))


6 Temmuz 2011 Çarşamba

Bir Yeni Stajyer Kız


Pazartesinden itibaren stajım başlamış bulunmakta. Ekrana uzun süre bakmak zorunda kalmak dışında pek bir şikayetim yok. Zaten çokta yoğun değilim. Onun dışında çalıştığım yerde benim dışında birçok stajyer var. Çalışanlar çok iyiler ve çokta sıcaklar. Ekmek elden, su gölden, herşey güzel falan filan. Şimdilik bu kadar panpişlerim demek geliyor içimden tutuyorum kendimi demiyorum. :D



2 Temmuz 2011 Cumartesi

Gezdim Tozdum Aman Aman

İki gündür İzmir'de olsam da kafamı toparlayıp hal-i vaziyetimi yazamadım sizlere. Önceki yazımda nerelere gittiğimden bahsetmiştim, bu yazımda ise olanları başlıklar halinde anlatacağım.


Yoldan Çıkarır İstanbul...

Hani Türk filmlerinde genç köylü kız ünlü olmak için İstanbul'a gelir, ardından kötü adamla ya da kötü kadınla karşılaşır ya. Ardından saf köylü kızı ünlü edilmek vaadiyle kandırılarak kendini pavyonda bulur falan. Benimde zihnimde İstanbul'a Bandırma üzerinden deniz otobüsüyle geçerken aynı senaryo belirdi. Hikayedeki köyden şehre inen saf köylü kızı bendim, vapurla karşılaştığımız ve bana 'aynı yöne gideceksek biz seni arabamızla bırakırız' diyen teyze ise genç kızları kötü yollara düşürmekle görevli kadındı. Bende her yaşıtım gibi yıllarca Türk filmleriyle büyümüştüm, Nuri Alço, Lale Belkıs karakterleri adeta ruhuma işlemişti. Ardından İstanbul'a vardığımda deniz otobüsünde gördüğüm bir çocuğun yanıma gelerek numaramı isteyip, ileri ki zamanlarda görüşmek istemesi de endişelerimi daha da arttırdı. İçimden ağzıma geleni söylemek geçse de, kibarca reddetmekle yetindim. Malum yabancı şehirdeyim. Kendi çöplüğümde olsam bilirdim vereceğim cevabı ya, neyse..

Hayaller Gerçek Oldu..

İstanbul'da daha önce de blogumda bahsettiğim dostum Hande'de kaldım. Fazla değil bir buçuk sene evvel hayaller kurardık. O zaman o kpss'ye ikinciye hazırlanıyordu. Morali çok bozuktu. Keşke puanım yüksek gelse de bende İstanbul'u tercih etsem diyordu. Ardından atansam ve kadrolu olsam. Eğer İstanbul'da olursa bende tatillerde yanına gelebilirdim. Ve bir buçuk sene sonra hayallerimiz gerçek oldu. İnsan yürekten isteyince gerçekten oluyor, bir kez daha bunu anladım.

Taşı Toprağı Altın İstanbul

Nadir anlar dışında şanslı olduğumu pek söyleyemem, ancak arkadaşım Handeyle başımıza gelenler cidden 'İstanbul'un taşı toprağı altınmış' dedirtti. Niye diye sorarsanız, birkaç kez yolda para bulmamız, 3,5 tl yerine akbilci amcanın karta tam 35 tl yüklemesi, trafiğe hiç mi hiç yakalanmamamız vs. Ben değildim ama arkadaşım çok ballıydı. Bende payımı düşeni aldım tabi. :)

Tek Dersten Büt'e Kalmak Yetenektir

Okuldaki notlarımın bu sene maşallahı var. Bu kadar rahatlığa bu notlar nasıl alınır bilemedim gerçekten. Hocalar bol kepçeden vermişler sağ olsunlar. :) Ancak açık öğretimden tek dersten büt'e kaldım. Ağustos sıcaklarından ders çalışmak çok eğlenceli olacaktır eminim.

İyi ki doğdun be Blog!

Blogumun 2. senesi doldu geçtiğimiz günlerde. Acısıyla, tatlısıyla beraber 2 seneyi geride bıraktık. Yazdıkça kafamı boşalttım, rahatladım. Aramıza yeri geldi engeller kondu, yasaklandı bu süre zarfında. Kapanacak niye içim içimi yedi ama neyse ki (şimdilik) bloguma kavuştum. Yazmayı seviyorum, siz takipçileri de. Blog iyi ki var, siz bloggerlar da iyi ki varsınız. :)

Önümüzdeki pazartesi de stajım başlıyor. Son tatil günlerimi de İzmir'de değerlendirme niyetindeyim. Bakalım ileriki günlerde neler olacak...