27 Aralık 2011 Salı

PTT'ye Talim

2012'e dair öyle çok şey söylendi ki. Atom bombasının dünyaya çarpması, tüm hayvan türlerinin tükenmesi, küresel ısınmanın son noktaya varması. 2012 adında filmi bile çekildi, Amerikan rüyası 2012'de neler olacağını yıllar öncesinden gösterdi bize.


Şimdi bakıyorum da herkes sabırsızlıkla 2012'yi bekliyor. O kadar rivayetin üzerine nedir bu sabırsızlık çözebilen var mı? Yılbaşının yaklaşmasıyla yılbaşına dair reklamlar, dört bir yanda mekan fiyatları (normal fiyatının en az 3 katı), facebookta çam ağacı üzerinde arkadaşlar tarafından taglenmek (bu ana kadar daha başıma gelmedi bereket) falan. Ayrıca kırmızı donlar, çekilen milli piyangolar, iş yeri veya okul ortamında yapılan yılbaşı çekilişleri. Herkeste bir heyecan, bir mutluluk.

Geçtiğimiz gün bir sitede 2011'in nasıl geçtiğine dair bir ankette çoğu kişi "zorlu bir yıldı" seçeneğini seçmiş. Tahminim o ki, ister 2012 gelsin, ister 2013 insanların gelen yeni bir yıla karşı değil bu mutlulukları, her gelen yeni yılın getireceği günlerin iyi geçeceğine dair umutları onları sevindiren. Hiç bir zaman dörtlük dörtlük hayat süremesek de en azından bu sene "umut ettiklerimizin bir kısmını yaşayalım, hiç olmadı bir adım yaklaşalım" temennileri geçiyor benimse aklımdan.

Şurada az gün kalmasına rağmen her sene olduğu gibi bu sene de bir planım yok. İşin ilginç yani bu sene sıfır heves var içimde. Yılbaşı gelse nolacak, kapitalist düzenin aleti olmayalım oturalım evimizde modundayım tam olarak. Bu gidişle bu sene de PTT adıyla nam salan pijama, terlik, televizyon üçlüsüyle klasik bir yıl olacak gibi. Zamanımı televizyonda haftalar öncesinden çekilen ve yılbaşını kutlayan insan taklidi yapan sanatçıları izleyip, facebook ve twitterda benle aynı kaderi paylaşan insanların paylaşımlarını okuyarak "yalnız değilim lan" diyerek ve cips, çerez ve türevleri abur cuburları yiyerek geçecek bir de. Ayrıca bir yerlere gidip de bunun ilanını facebook ve twitterda duyuran kişilerin duyurularını denk gelmek var tabi. Gecenin tadı tuzu yılbaşı oyunlarını unutmamak gerek. Belki ekstradan biraz amorti ardında da tombala. PTT'yle hayat, oh ne rahat :)


18 Aralık 2011 Pazar

2012'ye Dair Bir Mim

Yeni takipçilerimden biricit geldiği gibi beni de mimledi sağolsun. Her sene sorulmasa bile takip edenler bilirler gireceğimiz her yeni yıl için dileklerimi yazarım ben. Bu mimde bir nevi bahanem oldu.

Mimin konusu: Yeni yıldan istediğimiz 12 şeyi,sınırsız bir seçim hakkına sahip olarak yazıyoruz.

İşte 2012'ye dair dileklerim..

1) Sağlık: Sağlık olmayınca önüne dünyalar serilse gözün görmüyor malum. O yüzden 2012'ye dair ilk dileğim hem kendimin hem de sevdiklerimin bu senede sağlıklarının yerinde olması.

2) Okul: Bu sene okulum bitiyor ve mezun oluyorum. Okulda dair dileklerimden biri iyi bir ortalamaya sahip olarak ve hafızamda üniversite yıllarıma dair güzel anıların kalması.


3) Yüksek lisans: Okuldan sonra istediğim üniversitede alanımla ilgili yüksek lisans programına dahil olmak ise bir diğer dileğim.

4) Aile: Sevdiklerimin en başta da ailemin bu sene de yanıbaşımda olması ve beni desteklemesi.

5) Aşk: Geçen senenin başlarında hayatıma dadanan aşk, bu sene de hiç yakamdan düşmesin inşallah.

6) Açıköğretim: Bir cesaretle ikinciye bulaştığım açıköğretim macerasının 3. senesini hayırlısıyla atlatayım.

7) İş: Okul bitince / hatta bitmeden de olabilir,işe girmek. Part time, full time farketmez. İçime sinsin yeter.

8) Gezmek: Görmek istediğim öyle çok yer var ki. Umarım bu sene farklı yerleri görme şansı bulabilirim.

9) Dostluk: Sevdiğim arkadaşlarım ve dostlarımla bu sene de iyi zamanlar geçirmek de dileklerimden bir diğeri.

10) Blog: Daha fazla yazma şevki, ilham perisi ve bunun yanında gani gani izleyicim olsun istiyorum.

11) Pikap: 2,3 aydır deli gibi uygun fiyata pikap bulmak istiyorum. Bu sene pikap alayım (hediye bile olur ;)

12) Mutluluk: Her yeni güne mutluluk ve moral ile uyanmak ise en son ve en önemli dileklerimden.

Başlarken 12 dilek nasıl dolar ki ya derken, yazmaya başlayınca o kadar çok şey geldi ki aklıma. Şimdi sıra dilek hakkımı kime devrettiğimde..

Kısaca FD

Volante mimlendiniz.

15 Aralık 2011 Perşembe

Güzel Şeymiş Beğenilmek

Daha önceki yazılarımda bahsettiğim gibi projeden dolayı epey bir yoğundum. Projenin sunumunu nihayet pazartesi günü gerçekleştirdik. Çalıştığımız firma 'Univera' adlı bir bilişim firmasıydı. Tabi bilişim denilen sektöre tamamen yabancı olmamızdan dolayı ilk 2-3 hafta bilişim nedir onu anlamakla geçti.


Netice olarak 4-5 haftalık bir süre zarfında raporumuz, rapora ait görsellerimiz ortaya çıkmış oldu. Ayrıca elimizden geleni hem sunumdan önce hem de sunum esnasında yaptık ve bunca strese de değdi. Raporun yanı sıra görsellerin de beğenilmesi beni o kadar mutlu etti ki. Çünkü hepsi benim elimden çıkmıştı. Ayrıca görselleri kullanabileceklerini söylediler. O an belli edemesem de gerçekten hoşuma gitti bu durum. Belkide en çok bu işin eğitimini almamış biri olarak kendi çabamla yaptığım çalışmaların beğenilmesi olmuştu beni mutlu eden.

Hocalar da takdir almamız bizi mutlu eden bir diğer şey oldu. Böyle devam etmemizi dilediler tabi bunun yanında.

Sonuç olarak, ilk projemizin takdir görmesi hem beni hem de grup arkadaşlarımı çok mutlu etti. Daha önümüzde çok proje var tabi. Umarım bundan sonrası çok daha iyi olur bizler için. Benim gibi mezun olmanın eşiğine yaklaşmış olanlara da kendime de başarı diliyorum. Çünkü mezun olmak kolay olmaya çalışmak daha zormuş onu anladım. Hepimize kolay gelsin ! :)


10 Aralık 2011 Cumartesi

Kendime Yeni Bir Ben Lazım

Projeler ve yarışmalar derken helak oldum bir haftadır. Takip edenler bilirler Genç Kırmızı'ya çalışmaları göndermenin son haftasıydı. Dün Genç Kırmızı yarışmasına basın ilanımızı yolladık. Pek umutlu olmasak da ne demişler Allah'tan ümit kesilmez.

Diğer bir yandan pazartesi birebir şirkete ve bölüm hocalarımıza yapacağımız sunuma hazırlanıyoruz pür dikkat. Pazartesinden sonra da bu kez Çıtır Fikir yarışması için görsel hazırlamak kalacak geriye. Nefes alacak vakit yok derler ya işte aynen öyle. Dönem sonunu hangi güçle getircem hiç bir fikrim yok. Kendime yeni bir ben lazım geriye kalanlar için. Kafa binbeşyüz olunca yazmayada gitmiyor ellerim. Kafayı tam olarak topladığım an yazılarıma aynen devam.

4 Aralık 2011 Pazar

İlk Anketim Sonuçlandı

Blogumda yer alan anket nihayet dün son buldu. Sayfama neden giriyorsun, sayfamı nasıl buluyorsun (ehe ehe google'dan deme sakın) cevabını aramıştım.


Toplamda 33 kişi oy kullanmış blogumda. Toplam 17 oy blogumun eğlenceli bulunduğunu söylemiş ve en çok oyu da bu seçenek almış. Diğer bir seçenekler olan uğranılası blog seçeneği ise 12 oyla blogumda ikinci en çok oyu alan seçenek olmuş. Son olarak ise 4 kişi blogumun sıkıcı olduğuna dair oy vermiş. Sıkıcı buluyorsun da hala blogumda niye vakit kaybediyorsundan ziyade başka bir sorum olacak onlara. Onlardan ricam blogumda ne olsa sıkılmazsınız cevabı. Video koy, ne giydim, ne sürdüm köşesi yap, şiir ve makalelere yer ver tavsiyeleri tamamen konseptim dışıdır. İlla sıkıcı bulanlara da sormuyor tabi ki. Diğer kişilerinde tavsiyelerini ciddiye alıcam. Bu arada anket olayını da bayağı sevdim, arada yapmakta yarar var. Yeniliklerimi bekleyin.. :)