Bugüne kadar etrafınızda mutlaka Açık Öğretim Fakültesi'nde okuyan olmuştur. Ya arkadaşınız, ya akrabanız, ya da uzaktan bir tanıdık. Bu yazımda Açık Öğretim'in ne denli gerekli olduğuna ve okusam mı diye kara kara düşünenlere ışık tutmak istedim. Çünkü Facebook'tan konuyla alakalı oldukça fazla mesaj geliyordu.
Açık Öğretim çeşitli nedenlerden dolayı okunuyor. Kimi ekonomik durumu örgün öğretime el vermediği için, kimi puanı örgün öğretime yetmediği için, kimi de ikinci bir üniversite olarak teorik bilgisini arttırmak ve cv'sine güç katmak için, memur olanlarda kıdemini dolaylı olarak maaşını arttırmak için, kimi askerlikten biraz daha uzaklaşmak için, kimi KPSS için...
Türkiye'de bu yolla okuyan epey de insan var. Bana göre en sağlıklısı şayet şartlar el veriyorsa örgün öğretimin yanında okumak. Bir de yata yata geçme ön yargısı var ki ne yazık ki öyle bir şey yok. Çünkü açıktan da olsa kimse kimseye bedavadan diploma vermiyor. Belki örgün öğretim kadar çaba gerektirmiyor ama sınavdan önce eğer o derse bakılmazsa sıkıntı yaşamak muhtemel. Karambole bir iki ders belki geçilebilir ama bir dönemde altı ders olduğunu varsayarsak ki bu da senede on iki ders yapar, hiç çalışmadan ne denli tüm bu derslerden geçilebilir, tartışılır.
İş konusuna gelirsek garanti demek aptalca olur. Zira bugün örgün öğretimde uzun uğraşlar vererek okuyanlar bile aylarca hatta senelerce işsizlikle sınanıyor. Bulundukları sektörde tutunmak için uzun müddet çaba sarfediyor. O nedenle sadece KPSS açısından sınırlı bir garantisi var. Diplomayla sınava başvurma ve diğer tüm dört yıllıklarla eşit şartlarda tercih yapabilme hakkına sahip olunuyor. Zaten mülakatlarda akla kara birbirinden ayrılıyor. Asıl hüner orada başlıyor.
Yüksek lisansta gene aynı durum söz konusu. Sınava başvurma hakkın tüm dört yıllık üniversitelerde olduğu gibi var. Önemli olan mülakatlarda fark yaratabilmek.
Diğer merak edilen ise İşletme Fakültesi diplomalarında Açık Öğretim Fakültesi ibaresi yer almıyor. Bu da bizlere vaktinde Tansu Çiler'in oğlunun AÖF'de okumasına dayanan bir kıyakmış yeni öğrendim. Hem açıktan okuyup, hem de İşletme Fakültesi mezunu olarak geçiyorsun. Farkını ise sadece araştıranlar bilebiliyor. Bu da Açık Öğretim'in bir diğer bulunmaz velinimeti.
Özetle iş gene kişide bitiyor. İster açık okunsun, ister örgün. İşe alımlarda ise tek üniversite ve tek dil bilmenin yetmediği günümüzde ikinci üniversite olarak okumak mantıklı bir fikir. İleride kendi işini kurma hayallerine sahip olanlar için ise atılacak iyi bir adım.
İmkanınız varsa okuyun. Ancak bütünleme hakkı ne yazık ki yok. Harçlar da her dönem ödeniyor. Çift Anadal'dan daha az uğraştırıcı. Daha fazla maliyetli.
Tavsiyesi benden tercihi size kalmış.