Koca beş yılı devirdim, mezun oluyorum ama okul kayıt zamanlarım dün gibi aklımda. Babamla Bandırma'dan kayıt için gece otobüsüne binip sabah 7'de İzmir'de olmamız. Okul kayıtlarının 10'da başlamasına karşı bizim daha 8'de okulun bahçesinde olmamız. Kantinde gördüğüm ve her hallerinden paralı okuyacakları belli olan sarışın tikky kız ve çocuk. Kayıt haftası nedeniyle kantinde bize ücretsiz çay ikram etmeleri. (5 yıl boyunca içip içebileceğim tek bedava çaymış meğer) Ardından okulda kayıt sırasına girmemiz, herkes deste deste okul taksiti verirken babamın bursu okuyacağım için büyük risk aldığını düşünerek etrafımızdaki velilere attığı gergin bakışlar.
Apar topar öğretmenevine giderek o akşam kalacağımız odamızı ayarlamamız. Havanın Eylül olmasına rağmen çok sıcak oluşu. Okulda çıkıp Alsancak'a dolmuşla gitmemiz. Babamın kaybolmakta korkarak dolmuşta pür dikkat yolu izleyişi. Ardından yurt bulmak için apar topar yollara düşmemiz ve soluğu Ege kampüsünde almamız. İlk adresimizin devlet yurdu olması. Başvurduğum devlet yurdu başvurumun kabul olmasında sevinirken devlet yurdunu gezince mutluluğumun kursağımda kalması ve dumur olmam. (8 kişilik ışıksız karanlık odalar, çökmüş yataklar, üstünde etiket lekeleri kalmış demir dolaplar) Sonra devlet yurdu fikriden vazgeçmemiz. Ege kampüsünde yediğimiz hamburger ve kola. (dün ne yedin diye sorsan hatırlamam yalnız) Ne kadar yürüdüğümüzü hatırlamasamda zar zor özel yurt bulmamız ve yurdu gezmemiz. Akşam öğretmen evinin bahçesinde yemek yememiz. Akşamsa o yorgunlukla erkenden sızmamız.
Anlatınca bile duygulandım vallahi. Beş yılın bana kattıklarına bakacak olursam yaşadığım tecrübelerin verdiği olgunluk ve saçımdaki beyaz tutamların sayısını gösterebilirim sanırım.
Şimdi ise artık mezun konumundayım. Bu hafta derslerim bitti ve geriye iki hafta boyunca sürecek finallerim kaldı. Temmuz'da ise mezuniyet törenim var. Okulu ne denli özlerim bilmem ama arkadaşlarımı (arkadaşlıkları değil) ve okulun verdiği rahatlığı özleyeceğim kesin.