14 Ekim 2012 Pazar

Aşk Eşit Midir Paraya

Ne çok şahit oldum paraya endeksli aşklara. Aşk öyle bir hale gelmiş ki araba, ev ve yüksek maaşla ölçülür olmuş. Ne kadar para o kadar aşk. 

'Arabasını sattı diye ayrıldım.' diyen ondan ayrıldım tipler mi ararsın, yoksa 'lüks restoranlara beni götürüyor' diye onunla görüşüyorum diyen mi. 

Kısacası zamane aşkları eskisi gibi saf değil. Şimdiki bazı evlilik veya birliktelikler de çıkar üzerine kurulmuş. Kendi hayallerindeki zenginliğe ulaşabilmek için hayatına girecek olan kişiyi köprü olarak görür olmuş bazı kadınlar.

Elbette, yaşamak için paraya ihtiyaç olduğu doğrudur. Ancak biriyle bir birlikteliğe başlama kriterinin birine aşık olmak yerine sadece ihtiyaçlarını giderebileceği bir erkeği bulmak olması çok saçma değil mi. Karşındakini cüzdan olarak düşünerek bir ilişkiyi ne kadar sürdürebilir ki bir insan.

Bir de buna mantık aşkı adını koyar olmuşlar. Denginde birini istemek kadar doğal bir şey olamaz ama sırf parası var diye birinle vakit geçirmek bana ters geliyor. Bir de sırtını karşındaki kişiye dayayarak bir ömür boyu öylece yaşamak.


5 Ekim 2012 Cuma

Film İzle, Çekirdek Çitle

Bir buçuk aydan sonra gene evdeyim tekrardan. Durum can sıkıcı olsa da kendimi avutmanın yollarını bulmak için elimden geleni yapıyorum. Mesela kendimi bir kaç gündür film izlemeye verdim. Uzun zamandır izlemek istediğim ama izleyemedim 2 filmle başladım. İlk filmin adı 'Leon'. Film ününü bilmeyen yok sebebini ise izleyince anladım. Ve bugüne kadar neden izlemeyi ihmal ettim diye de kızdım kendime. Zaten bir filmle Natalie Portman varsa o film iyidir. 'Black Swan/ Siyah Kuğu' ve 'Boleyn Kızı''nda hayran kaldığım oyunucuya bu filmdeki Mathilda karakteriyle daha da bayıldım. O yaşta bu kadar iyi oyunculuk bana pes dedirtti doğrusu. Hala izlemeyenleriniz varsa bir an önce izleyin Leon filmini derim.

İzlediğim ikinci film ise 'Seni Seviyorum Newyork' filmiydi. Aynı şehirde geçen birçok farklı aşk hikayesinin konu alındığı filmde bazı hikayeler ise ilgi çekiciydi. Birçok milleten kişinin yer aldığı filmde Türkleri temsilense Uğur Yücel'e yer verilmiş. Uğur Yücel'in yer aldığı kısa hikaye sahnesinin yönetmenliğini ise Fatih Akın yapmış. Film bazı yerlerinde beni sıkmış olsa da sırf Newyork'un taşı toprağı için bile izlenir.

Şimdilik film tavsiyeleri bu kadar. Tavsiyeleriniz varsa bekliyorum efenim.