Başından büyük bir aşk geçmemiş her kadın için, bu bir eksikliktir;
Başından büyük bir aşk geçmiş her erkek için ise, bu bir fazlalıktır.
Erkeğin hayatında belki bir aşka yer vardır. Kadının ise aşkında belki bir hayata...
Erkekler deli gibi aşık olurlar, zamanla akıllanırlar. Kadınlar ise akıllı gibi aşık olurlar, zamanla delirirler. Aşk, kadını ve erkeği farklı etkiler. Aşık olan kadının gözünde başka hiçbir şeyin değeri kalmaz. Aşık olan erkeğin gözünde ise herşey yeniden değerlenir. Çünkü aşık kadın "nasıl olsa bitecek" sezgisi ile hareket eder.. Aşık erkek ise "nasıl olsa sonsuza dek sürecek" yanılgısıyla... Aşık kadınlar bu yüzden hep endişeli ve huzursuzdurlar; Aşık erkekler ise melekler gibi dingin ve aptallar gibi bön. Aşık olmak erkeğe yakışır. Kadına asla. Kadına yakışan sadece aşktır.
Aşksız bir erkek kendini kölesiz bir efendi gibi hisseder, Aşksız bir kadın ise efendisiz bir köle. Kadın ne ister? Ne mi ister? Hepsini ister. Ve aynı anda.
Peki erkekler ne ister? Hem sevgili karıları hem de haremleri olsun isterler. Peki neden korkarlar? Hem karısız hem de haremsiz kalmaktan korkarlar. Kadın erkeğinin kendisine kul köle olmasını ister; olunca da ondan nefret eder. Erkek ise kadının kendisine köle olmasını istemez; olunca da onu sever. Bir erkek kadından bıktığı için onu terk eder; Bir kadın ise erkeğinden sıkıldığı için. Arada çok önemli bir fark var. Bir erkek doyduğu için kadınından bıkar. Bir kadın ise doyamadığı için erkeğinden sıkılır. Kadın terk edildiği ve aldatıldığı zamanlarda, bir de boşanırken hiç tereddüt etmez. Kararlı, şuurlu ve son derece akıllı biçimde bütün strateji ve nokta hücumu taktikleriyle delirir. Delilik, kadınların aklıdır.. Ve sadece bu özellikleri bile, onların erkeklerden daha üstün kabul edilmeleri için yeterli bir sebeptir.
Kadınlar, sezgileriyle her şeyi bilirler. Erkekler ise akıllarıyla hiçbir şeyi bilemezler...
Kadınlar her şeyi görürler. Göremediklerini duyarlar. Duyamadıklarını ise sezerler.
Dişilik yalnız algı kapılarını değil, bütün telepati, sezgi, altıncı his ve üçüncü göz kapılarını açan, Mescaline, Psilosibin kadar güçlü bir iksirdir.Kadınların sezgileri o kadar olağanüstüdür ki, onları erkeklerden çok daha üstün saymamak için hiçbir neden yok. Sezgi de neymiş mi dediniz? Aklın eli, kolu, gözü, kulağı ve burnudur. Aklın dürbünü, pusulası ve radarıdır. Şahini ve tazısıdır. Kapanı, tuzağı ve oltasıdır. Sezgi en kurnaz avcıdır. Sezgi olmasa ne bilim, ne felsefe, ne sanat olurdu. Akıl mı? Akıl sezginin uşağıdır. O kadar.. Sezgileri yerine bilgileri ile hareket eden bilgiç kadınlar kadar itici yaratıklar düşünemem. Akıllıları ve kültürlüleri ise itici değillerdir, ama sıkıcı olurlar çoğu zaman. Kadına en çok yarayan ne akıl, ne bilgi, ne de kültürdür. İnce ve şuh bir zekadır...
15 Ekim 2009 Perşembe
Aşk Nedir?
Yılmaz Erdoğan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 kişi ahkam kesmiş:
Çok güzel tespitler var.. Çok beğendim..
yılmaz erdoğan da aşkı tarif ettiyse...
işimiz var demektir :))
yeni yazı da,
aşk ile sevgi arasında ne fark vardır?
sorusunun cevabını bekliyoruz o halde ayşa :))))
tüm tespitlere teker teker katılıyorum, ancak en çok desteklediğim: "Aşık olmak erkeğe yakışır. Kadına asla. Kadına yakışan sadece aşktır."
zamanla bunun böyle olduğu kesinleşti bende. Ama şimdiye kadar hep tam tersini yaptım. Ben aşık oldum, deli gibi bekledim, karşı taraf hep kız gibi naza çekti kendini, sonuçta aşık olmak bana hiç yakışmadı...
Güzel bir yazı gerçekten. Ve bence birçok tespitin doğru. Benim anlayamadığım birşey var, gerçi bunun için ekonomik yetersizlik şu bu da denebiliyor ama..anlayamadığım şu; gerçekten bayanların sezgileri, birçoğunun ince zekası, ayrıntılara olan beceri müthiş..iyi ama bunları kullandıktan sonra gereğini yapmıyorsa ne anlamı kalıyor. Yani öyle çok kadın varki sezgileri ve ince zekası sayesinde aldatıldığını çok çabuk anlıyor, aldatılıyormuyum diye inceliyor, öğreniyor ve orda yaşamaya devam ediyor. He anladım ve artık en azından hak ettiği gibi davranır oldum deniyorsa bunada okey, iyidr inan hiç değişmeyenler var.
Aşk çok acaip birşey, gerçek aşk için iyi görmek, anlamak, ve olgunlukluk lazım. İlgili bir sevgiliye şımarır diye hesap yapmak olgunluk olamaz mesela, veya şımarmasın diye hesapçı olmak, ilginin ve ilgiye karşı geri verilen ilginin kıymetini bilmeli her iki tarafta. Ama öyle çok hesap kitap ve saçmalık varki aşklarda.
çok güzel bir yazı olmuş, tespitler gerçekten süper..
ellerinize sağlık,
sevgilerimle..
Zeynep..
Yorum Gönder