13 Temmuz 2010 Salı

Neler Olmuş Neler Bitmiş


Kaç gündür yazma niyetindeyim de bir türlü elim ermedi de yazamadım. Bir kaç gündür epey çalkantılı günler geçirdik ailecek. Geçtiğimiz Cuma annem guatrdan ameliyat oldu öncesinde ve bir kaç gündür onun telaşesi vardı. Çok şükür ki atlattık ve iyiyiz şimdi. Anneannemle ve dedemde duramadılar atlayıp geldiler, annemi yalnız bırakmak istemediler.

Hastanede bir gece kalmamıza rağmen bir tanıdık gördüm bile. İlk sene yurtta kaldığım zamanlarımda oda arkadaşım olan Tuğba'nın kuzenini hastanede rastladım. Onun nişanlısının annesi ameliyat olmuş, onun için gelmiş. Ayaküstü konuştuk, dertleştik. Dünya ne kadar küçükmüş yahu bir kez daha şaştım kaldım.


Staj yerimde de işler yoğun bu ara. İki gündür de iş güç çabalıyoruz. Anadolu rakı için slogan ve tema bulmaya çalışmaktan ve sürekli düşünmekten kafa kalmadı. Birşeyler çıktı gibi ama bakalım. Bir şeyler yaratmaya çalışmak zevkli ama bir o kadar da yorucu. Hele bir de daha bu işlerde yeni olunca daha zorlanıyor insan. Bu kısa zaman zarfında öğrendiğim en önemli şeyse; 'Reklamcılıkta saçma fikir yoktur' İşimiz gücümüz saçmalamak. Bunun yanısıra akla gelen her fikir mutlaka yazılmalı!  Hele benim gibi balık hafızaya sahipsen kesinkez yazılmalı!

Bunun dışında her şey iyi ve hoş. Her şey tıkırında denebilir. Bu arada ".." (iki noktayı) cümle sonlarında çok kullandığımı fark ettim halbuki öyle bir noktalama işareti yok. İşi uyandım geç de olsa artık dikkat ediyorum imla olsun, işaretler olsun. Bu arada Ayşe Kulin'in "Türkan" adlı romanını okuyorum. Ayşe Kulin'in yazım dili ve biyografi tadındaki romanları her daim hoşum gider zaten. Okumayanlara tavsiye edilir. Her neyse bir sonraki blogta görüşmek ümidiyle hoşçakalın blogdaşlar. 



0 kişi ahkam kesmiş: