Dün öğle arası staj yaptığım reklam ajansından Begüm, metin yazarımız Berna ve müşteri danışmanı Umut hanımla yemek yemeğe gittik. Berna yakın zamanda nişanlacak bir arkadaşımız. O akşam ailelerin nişan için aralarında konuşacaklarını söyledi. Nişan telaşesi, çeyiz muhabbeti, nişan yeri falan.
Sonra sözü Umut hanım aldı. Umut hanım evli ufak da bir oğlu var. Yani aramızda en tecrübelisi ve "aşkın ömrü iki yıldır, bilimsel bir gerçek" lafını attı ortaya. Biz kızlar durur muyuz hemen başladık tartışmaya. Berna ve Begüm hak verdiler, aşkın zamanla sevgiye ve bağlılığa dönüştüğünü söylediler ve ilk zamanlar ayağı yerden kesen, kalp çarpıntılara neden olan sevgilinin bir zaman sonra kişi üzerinde bu derece etki bırakmadığı herkes onayladı. Benim çok fazla fikrim yoktu, akıl almakla yetindim sadece. Bir süre sonra aşkın yerine sevginin aldığına inanlardanım ama bunun pratik halini, tecrübe yetersizliğinden bilemiyorum. Bu süre ne kadardır, aşk sevgiye mi dönüşür yoksa bıkkınlığa mı elbette ki yaşayan bilir. Bilmeden ahkam kesmeye gerek yok.
6 Temmuz 2010 Salı
Aşkın Ömrü Kaç Yıldır?
Daha sonra aşık olduğun zamanlar karşındaki insanı ilk tanımaya başladıkça "ne kadar çok ortak yanımız var" ve ya "bir elmanın iki yarısıyız" gibi fikirleri kapılan çiftlerin belli bir süre geçtikçe (aşk bittiği an olsa gerek) aslında tam tersine dönüştüğü. Ortak olan o yönlerin azaldığı ve hiç de o kadar çok fazla olmadığını düşünme, karşı taraf tarafından anlaşılmamaktan yakınma ve karşı tarafın yaptıklarına artık bir anlam verememenin başladığından bahsedildi. Artık ortak yönler çok az, sürekli bir noksanlık vardı her şeyde. Olumsuz ve farklı yönler eskiden önemsenmezken artık bir uçurum haline getirilmiştir.
Sonuç olarak ortak karar; ilk heves daimi değildir ve geçicidir. Karşı tarafın kusurlarını en az ölçüde önemsersek daha az sorun da ilişkide bizi bekler.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 kişi ahkam kesmiş:
aşk + en fazla 7 ay = alışkanlık :)
(kanımca)
Hardy
Aslında Yorum mesajı olarak kullandığın bu "Ahkam Kesmek" ifadesi insanı bir an ;- Boşver yaaa, yorum falan yazmayayım moduna getiriyor ama yine de yazmak istedim. Hem de fikrimi paylaşayım istedim ki belki sen de farklı bir şey yazmayı düşünüyor olabilirsin diye.Aşk bir çok ilişkide en başta vardır ve bişr çok ilişkide yine en sonda olur. Yani bir insanı ilişkinizin başında ve sonunda çok seviyorsunuz. Ama vardığınız noktaya katılıyorum. AŞK sürekli değil. Sadece bir hastalık gibi bir şey. Hasta ol ve iyileş.
@laurel-hardy evet alışkanlıkta oluyor bir zaman sonra haklısın :) sabaha gözünü onunla açmak telefona sarılıp ilk onu aramak akşam yatarken iyi geceler dilekleriyle onu uykuya uğurlamak...
@17ve34 "yorum bırak" yerine "ahkam kes" daha sempatik göründü gözüme, haksız mıyım? :P benzetmen güzelmiş, benim hastalıklarım hep gelip geçici o zaman ;)
aşkın bir ömrü olması gerekir mi gerçekten?
aşk insanın hayatına sadece bir kez mi girmeli yoksa kalbe ne kadar çok girerse o kadar güzelleşir mi?
insan bir kez mi sevmeli yoksa sevdikçe dah mı çok sevmeyi öğrenir?
ilk defa birini seviyorum dediğim an geliyor arada aklıma ve neden bu kadar rahat demişim, bu kadar kolay mı birini sevmek diyorum içimden. sonra da keşke daha çok kişiye söyleyebilseymişim diyorum, sonra da yaptığım hatalar aklıma geliyor, ne gereği vardı diyorum.
aşk düşündüğümüz gibi bir duygu değil gibi geliyor şimdi bakınca. şunun gibi diyelim, karşına birisi çıkar ve bir anda bundan sonra ne güzel şeyler yaparız, beraber yemek yeriz, içeriz, tatile gideriz, tartışırız, birbirimizin hayatına karışırız diye düşünürken yaşadığın heyecan galiba amour. hani tatile gitmeden önce yaşadığın heyecan gibi, nasıl muhteşem geçecek diye. ama tatil dönüşü o heyecan gider, düşündüğünün aksine sıkıcı bir tatil olmuştur. olsundur, bu tecrübe sana tatilden nefret ettirmez, aksine bir sonraki tatilde neler yapacağını geliştirir. tatil heyecanı hala sabittir...
not: bu bloğa ilk bakışım, devamı gelir umarım. ayrıca hola from izmir:)))
Yorum Gönder