13 Ağustos 2012 Pazartesi

Sanatta Yeteneksizim - 2 -

Spor dalına olan yatkınsızlığımdan geçen yazımda paylaşmıştım. (Sporda Yeteneksizim -1-)  Bu yazımda da sanata olan yeteneksizliğimden bahsedeceğim sizlere.

Tiyatro Mazimde Bir Yaradır

Tiyatro kariyeri anaokulunda kısıtlı kalan birisi olarak, o zamandan bu zamana kadar birçok kez heves etsem de bir türlü gerçekleştiremedim. Tiyatro kariyerim anaokulunda hayvanlar alemiyle ilgili hazırladığımız piyeste tavuk olmakla sınırlı kaldı! Bir de kreş döneminde kayısı olmuşluğum vardı hepsi o kadar.  Üzerine gitseydim belki zehirli elmayı yiyen pamuk prenses bile olabilirdim ancak kısmet değilmiş n'apalım! Bence küçük yaşlarda başlanacak güzel bir sanat dalı tiyatro. Özellikle de topluluk karşısında rahat olabilmenin de güzel bir yöntemi. Ben de topluluk karşısında nutku tutulan bir insan olarak bu işi beceremeyeceğim anladım ve tiyatro yapanları izlemekle yetinmeye karar verdim.

En Son Düz Çizgimi Yazma Defterine Çizdim Ben

Küçükken yamuk yılık çizdiğim çöp adamlar dışında resme dair herhangi bir girişimim olmadı. Hoş bu yeteneksizlikle olamazdı da. İlkokuldaki yazma defterime yazmayı öğrenmeden önce çizilen düz çizgiler de bile başarısızdım bırak resim çizmeyi. Lisede ise kara kalem vazo çizmeler çalışmalarında gene pek yetenekli olduğum söylenemezdi. Olayın vazoyu kalemi kolunla uzatarak ölçme kısmında herkes gibi ben de çok havalıydım ancak gel gör ki çizdiğim vazoların vazo olduğunu yalnızca ben anlayabiliyordum. Aynı yeteneksizliğim sulu boya, guaj boyada da (bir de asetatlı kağıt vardır ki telafuzunu pek severim) devam etti. Sonunda bende okul bitince zorunlu olarak sürdürdüğüm resim kariyerimi daha fazla görüntü kirliliği yaratmamak adına son verdim.

Bandırma'da Bale Okulu Vardı da Biz mi Yer Almadık

Büyük şehre on sekiz yaşından sonra yerleşmiş biri olarak birçok fırsatın varlığını da burada gördüm ben. İzmirli arkadaşlarım büyük şehirde doğuyup büyümenin hakkını bale, opera, buz pateni gibi etkinlikleri izleme hatta yer alma fırsatı bularak verirken ben bu sanatları ancak üniversite yıllarımda tanık oldum. Haliyle onlar içinde epey bir geç kaldım. Buz patenini denedim ancak beceremedim. Bowling'i de bir kere denedim sevemedim.

Şiir Okurum Sonra Unuturum

Şiire ise bugüne kadar ilgim pek olmadı. Okul hayatı boyunca okuduğumuz şiirden sürekli bir şeyler çıkarttırma çabası (şiirin ana fikri, şiirin teması nedir kısmı ve tabii ki okuyalım anlayalım bölümü) beni belki de şiirden soğuttu.

Kısacası, tiyatro, resim, çizim, şiir gibi sanat dallarında aradığımı bulamadım. Şimdilik tek keşfettiğim yazabilme yeteneğim. Yazmak da ne kadar sanattan sayılır bilemiyorum tabii.

3 kişi ahkam kesmiş:

barlasb dedi ki...

kayısı ve tavuk büyük başarılara imza atabilirdin gerçekten sevdim bu rolleri ;) küçük şehirde büyümenin gerçekten tezavantajı bu yönde çok fazla zaten tek tük faaliyet alanları vardır onada gitmezdik kimse tutmadıki elimizden :)

cem dedi ki...

ben de fındık mı olmuştum, ceviz mi neydi?

hazin günler tabi..:)

supercellma dedi ki...

Mimlendin canım :)

http://supercellma.blogspot.com/2012/08/wuhuuuu-mimlendim-bebeyimm-vol6.html