Bu aralar kendimi tam bir Sofie gibi hissediyorum. Sofie'den tek farkım posta kutuma gelen esrarengiz mektuplarımın olmaması. Hangi Sofie diyenlere açıklayayım. Jostein Gaarder'in kaleme aldığı 'Sofie'nin Dünyası' denen kitaptan bahsediyorum. Hayatı sil baştan sorguluyorum.
Önce eğitimi sorguluyorum ve de neden eğitim aldığımızı. Hem kendime bakıyorum hem de sektörümde çalışan birçok insana. Ve de bulunduğumuz şartlara. Senelerce okumanın okul bittikten sonra ifade ettiği ifadesizliğe bakıyorum sonra da. İletişim sektöründen binbir hevesle mezun olmuş ve çok değil 2,3 ay sonra heves çoktan yerle bir olmuş bizlere. 'Sevdiğim iş yapmak istiyorum' un zaman içerisinde 'para kazandığım işi yapmak istiyorum' a döndüğüm süreci farketmeye başlıyorum. Çünkü sevilen işlerin genelde güvencesiz ve kalifiye olmayan her hangi bir kişiden daha fazla ücreti senelerce çalışsan da hakketmiyeceğin iş yerlerinde olduğunu görmeye başlıyorum.
Sonra da dostun düşmanın kim olduğunu sorguluyorum. Canım gibi sevdiğim bazı insanların birçok alanda yaşadığım hayal kırıklıkları için destek olduklarını zannederken arkandan bu durumuma sevindiklerini görüyorum. Hayatın asıl gerçeği '3 idiots' filminde geçen meşhur replik gibi aynı. 'Arkadaşlarımız mutlu olduğundan biz de mutlu oluruz. Arkadaşlarımız mutsuz olduğunda biz daha da mutlu oluruz.' Dünyaya tek gelmiş ve tek ayrılacak olmanın vermiş olduğu bencillik mi acaba bu bilemiyorum.
Son olarak da ne kadar cahil olduğumu farkında vardım bu süreçte. Henüz izleyemediğim filmler, okuyamadığım kitaplar var. Özetle öğrenmem de gereken bir yığın şey. Yazmam gereken de binlerce cümle... Gerçi ne kadar az bilirsen, o kadar huzurlu olursun diye bir gerçek de var ama neyse.
2 kişi ahkam kesmiş:
Bu sıralar gezegenlerin konumlarıyla ilgilimidir nedir herkes de kendini ve hayatını sorgulama durumu var.
Şekil 1A Son Yazım Bkz: http://hayatintuzubiberi.blogspot.com/2013/01/yaslanmaktan-korkuyorum.html
Bende 4 senemi iletişim fakültesine verdim. Ne hayallerim ne ideallerim vardım. Mezun olunca milyarlar kazanacak fakat çok çalıştığım için harcayacak zamanım olmayacaktı :)) O set senin bu set benim filmlerden filmlere koşacaktım.
Sonuç=Halil Sezai "isyaaannnnn"
Anladın sanırım :))
Hayatı daha çok sorgulamadan anı yaşamak lazım belkide. Çünkü sorguladığımız sürece, mutsuz oluyoruz özellikle şu dönemde. Sevgiler..
Yorum Gönder