14 Ağustos 2010 Cumartesi

Beş Sularında Aşk Karamsarlığı



Aşk da neymiş modundayım bir kaç aydır. İnancım kalmadı artık aşka ve ilk görüşte kalbin pır pır atmasına falan. Tek bildiğim şey geçici hevesler aşk görünümüne bürünmüş. Bir an için gözüne hayatının erkeği görünen kişilerin aslında büyük yanılgısı bütün bu yaşananlar. Daha sonra ise benim kalbim bunun için mi çarpmıştı diye kendine şaşırma, bir zaman sonra tamamen hayatından çıkarma ve çok daha sonraları adını bile yanlış telafuz etme. Şaşırmamak elde değil, vay be bu muymuş vaktinde yüreğimde 9.7'lik depremler yaratan açan adam yada açtığını sandığım adam. Biri çıksa yanıltsa diyorum bazen ve utandırsa beni bu söylediklerimden.

Hala var mı böyle bir ihtimal ya da Redd'in tabiriyle "Hala aşk var mı?". Sonum "Romantik Komedi"de geçen şu söz gibi olmasın sonra "Bazıları aşk yaşar, bazıları ise yazar, ben ise o yazanlardanım". Gerçi her ne kadar filmin sonunda asıl kız ve asıl erkek mutlu mesut havuzlu lüks villalarında karelenseler de (hani sadece aşk yeterliydi hıh!)

"Gece gece, sabah sabah hatta ve hatta sahur sahur ne bu karamsarlık kızım?" duyar gibiyim ama anneannem bile ki sevgili muhabbetlerine pek girmezken "ne var ne yok (ima edilen şey çok bariz), 21 yaşına geldin kocaman kız oldun" demesi anneanne sen deme bari moduna girmeme neden oldu. Anneanne bile beklenti içine girdiyse ters giden bir şeyler olmalı dedim kendi kendime. Netice olarak dök içini rahatla yöntemiyle saatin beşinde oturup bu satırları hiç üşenmedim ve yazdım. Rahatladım mı diye sorarsanız bir nebze. Şimdi gidip gönül rahatlığıyla zıbarabilirim, evet!




0 kişi ahkam kesmiş: